20 Kasım 2009 Cuma

çevreyi kirletmedim,

çöplerimi cebime attım...

yağmur yağarken ıslanmamak nasıldır bilir misin? bir hayalet olmak..

9 Kasım 2009 Pazartesi

ayaklarım yanıyordu ve onu öpüyordum..

küçük bir kumdum.
büyüdüm, yoğruldum.
bardak olup, dudaklarınla buluştum.
yoruldum.
kırdın.
yok oldum.

5 Kasım 2009 Perşembe

tanrı hardalla iyi gider


rutubet kokuyordu içerisi.. o kadar yoğundu ki gözlerinizi kapatmanız gerekiyordu..

-buradan ne zevk alıyorsun?
-biliyorsun sadece burada yaşamayı seviyorum.
-burası bir pislik yuvası karafatma gibi kokuyor heryer.
-onların benim çocuğum olduğunu düşündüm zaman zaman..
-nasıl yani?
-etrafı temizliyorlar işte.. ne bileyim sabah uyandırıyorlar beni
-itiraf et.. sadece bu koku için buradasın.. bu koku seni cezbediyor değil mi?.. sen de diğer pislikler gibisin..
lanetlenmiş bir pislik.
-evet bu kokuya bayılıyorum..

cebimden silahı çıkardım ve kafasına dayadım.hiç düşünmeden çektim tetiği.. kafası dağıldı.. beyini duvarlara yapıştı.. benim de üzerime biraz kan geldi.. silahımın ucundan tüten dumanlar kan kokusunu buram buram burnuma getiriyordu..

bu yüzden mi bilmiyorum.. etraf karafatma doldu.. ve cesede doğru yöneldiler.. biri parçalanmış beynine doğru girdi. diğerleri kanını emerken bir kaç tanesi de üzerinde keşif yolculuğuna çıktı..

bunu görünce sinirlenip ezmeye başladım.. ezdikçe çıkan sesler sinirimi bozdu.. atlamak için pencereyi açtım..pencereyi açınca karşıma apartman boşluğu geldi.. ah nasıl da unutmuşum bodrum kat burası..

hızlıca evden çıkıp merdivenlere yöneldim.. ayakkabımın altında kalan karafatma ezmelerinin çıkardığı ses bir kaç basamak sonra yok oldu. 8 kat sonra çatıya çıkabildim..

derin bi nefes aldım içim rahatlamıştı.. oturdum çatı kenarına.. her zaman yaptığım gibi elimi koltuk altıma götürüp karıştırdım.. bir esrar gibi burnuma götürdüm elimi ve çektim içime..

gözlerim kapancak gibi oldu.. bu kokuya bayılıyordum.. ve bundan vazgeçtiğimi anımsayıp sinirlendim.. silahımı çıkardım ve burnuma dayadım.. tereddüt etmeden tetiği çektim..

martılara yem olmayı bekleyen vücudum karafatmalar tarafından keşfedilmişti..

28 Ekim 2009 Çarşamba

korkarım


korkarım gerçeği söyleyeceği bu sefer.
korkarım.
korkacağım sensizlik de.
karanlıkta sabit ateşini bekleyen bir mum gibi.
hala dumanı tüten.
kaymakta olan bir yıldız gibi.
bekleyeceğim gelmeni.
onun kadar sabırsız.
korkarım öleceğim sensiz.
korkarım.
korkacağım.
sensiz.

27 Ekim 2009 Salı

hmm

bi an olsa böyle hiçkimse izlemese falan ne kötü olur lan. o kadar yazıyorsun kimse okumuyor falan. çok kötü bir şey bence. bir de bu gizli izleme olayı var. neden böyle bir şey yapmışlar acaba? yani ben gizli izleyecek olsam yer imlerine eklerim her türlü izlerim.
ilginç tabi. bir de karafatmalar kafaları koptuğu halde 9 gün mü ne yaşıyormuş bu da garip. bu hayvanın beyini yok mu lan? susuzluktan ölüyormuş. zombi gibi. neyse bu kadar

20 Ekim 2009 Salı

lan

Erkek karıncalar çiftleştikten sonra ölürler.

18 Ekim 2009 Pazar

yuh

bu soğukta hala sivrisinek var odamda. ben donuyorum bu yaratıklar nasıl hala bedenimi emebiliyor hayret ediyorum.. ve bence evrim geçirmişler. çünkü hani şu fişe takılan sivrisinek kovucular veya hani ışık saçan böcek gelince kızartan aletler var ya. onlara da gitmiyorlar. birşey olmuş bunlara.. yakında boynuzları veya ikinci emebilecekleri ağzı çıkacak..

o değil de düşünüyorum bu böcekler bizim kadar olsa dünyayı ele geçirip bizi köleleri yapardı. yani ben olsam öyle yapardım.